Eşimin bir müşterisi ona bayan personele ihtiyacı olduğunu yardımcı olmasını istemiş, oda iş aramakta olan bir arkadaşını yönlendirmiş fakat arkadaşı randevuya gitmemiş. Müşterisi olan iş veren eşime gelip hani gönderdiğin arkadaş randevuya gelmedi diyor. Durumdan rahatsız olan eşim evde konuyu anlatınca iyi madem iş güzel, ben gideyim en azından bir gidip görüşelim dedim. İstanbul gibi bir yerde tek maaş nereye kadar. Zaten özel şirkette çalışmak ip üzerinde yürümek gibi ne zaman işsiz kalacağın belli değil. Amasya'da ikamet eden babamda doktor kontrolleri için yanımıza gelmişti onunda desteği ile ilk randevuya beraber gittik. Ben heyecanlıyım ama otoriter ciddi görüntümden taviz vermeden gidiyorum. Anlayacağınız dışarıdan yılların iş kadını imajı içeriden heyecandan kalbi gümbürdeyen talebe durumu.
Gittiğimizde güvelik görevlileri karşılamıştı bizleri. Görüşme fena geçmedi. Bu arada bir sürü iş görüşmesi için gelenler olmuş. Daha sonradan öğrendiğim kadarıyla da iş görüşmesini yapan müdürümüz güvenlikçi arkadaşlara sormuş ne diyorsunuz gelenler hakkında diye; onlarda bize sorarsanız bu gelirse yandık demişler; ama hiçte öyle olmadı gayet uyumlu bir şekilde 1,5 yıl çalıştık. Düşünün artık görüşmeye gittiğimde takındığım duruşu.
Yirmi yıllık çalışma süremi ve prim gün sayımı doldurdum; fakat emekliliğime 17 ay var. Bu arada boş durmak istemedim ufak tefek evdeki eşyalardan parçalardan kullanılabilir şeyler yapıp değerlendirmek isterken bir de baktım ki, bayağı işler yapmışım. Her yaptığım iş bitiminde başka bir çalışmayı düşünür buldum kendimi. Hep kızlarıma yaptım. Yeni yeni fikirler geldikçe durmadım devam ettim.
Ben bu işleri yapıp dururken anneler günü büyük kızım bana bir sürpriz yaptı. Akıllı dedikleri telefondan aldı. Gerçekten de sürprizdi gecenin on ikisinde, ayakkabı kutusunda gelen sürpriz. Ayakkabı kutusunu güzelce süsleyip getirdiler; bende soruyorum ayak numaramı biliyor musunuz? Baban da anneler günüde bana ayakkabı almıştı; neyse iki tane oldu diye sevinirken; içerisini açtım şaşırdım. Annelerin ilk sorusu kaç paraya aldınız? ne gerek vardı, benim telefon çalışıyordu sözleri ile beraber içten içe de sevinmiyor değildim yani.
Telefonu öğrendik bir hevesle derken küçük kızım geldi iki gün sonra Eskişehir'den, konuşurken kızımla; ben yaptıklarımı, yazmaya çalıştıklarımı bana ait bir yerde paylaşmak istediğimi ileride bir hatıra olarak kalmasını istediğimi; ama bunu nasıl yapacağımı bilmediğimi söyleyince anne gel sana blog açalım dedi ve yine gece on ikide; biz öylemi olsun böyle mi olsun derken blog açtık.
Böylelikle telefonun hakkını vermek istedim. Artık telefonla yaptıklarımın resmini çekiyor ve yazılarımı da ekleyerek paylaşıyorum. İyisiyle kötüsü ile bu benim dünyam. Teşekkürler kızlarım.
Artık elimden geldiğince yaptıklarımı sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
SEMRA CELEP
Her yerde kullandığım
meşhur vesikalık fotoğrafım
Bir zamanlar yine mutfakta ben:)
Ayrıca üzerimdeki bluzu da kendim
örmüştüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder